alemdağ’da var bir yılan
2 kitap sonra saramago’ya ara verip yeni bir liste oluşturduk. biraz olsun derlendik toplandık buna da şükür.
ilk okuma 2012’de de okuduğum sait faik’den alemdağ’da var bir yılan oldu. listedeki diğer kitaplar başkasının tanrısı, tatar çölü, huzur… 10 kitaplık heyecan verici bir okuma yolu. benim önerimi de sırası geldiğinde yazacağım.
sait faik öykücülüğü 2 dönemde inceleniyor. iki dönemin de ortak noktası hikayeleri kendi hayatından damıtıyor oluşu. ilk dönem ürettiği metinlerde kişiliğinin bir ya da iki vehçesi ile karşılaşırken 2. dönem yani avby’da da yer alan olgunluk dönemi hikayelerinde tamlık, sf bütünlüğü var. bu bütünlük hali kalemle çizilmiş gibi yansımıyor metinlerine. kılı kırk yaran bir edebiyat değil amacı. her şey olağanmış gibi başlıyor önce 1 iki sayfa doldu mu ayaküstü bir rüya görüyorsunuz ardından okuru nesir görünümlü bir nazım uyandırıyor (hastalansan doktor yok. ölsen papaz yok, imam yok – sanki bir işe yararmış gibi-, kör olsan, elini tutan yok. delirsen morfin yok. en iyisi bir şişe rakı al) bütünlüğü kayıp mı ediyorum dediğim yer sf’in özel dünyasına açılıyor; eril dil tercihi değil, büyük olayların yaşanmadığı hikayelerde yalnızlık, ölüm, dostluğu anlatıyor (ya ciğerlerinde kapanmamış yaran varsa) ve yaşamı yana yakıla değiştirmeden anlamaya çalışıyor. zaman zaman bir rüya gibi gelen izlenimlerin tam da bir şey olmuyormuş gibi görünen olayların sürrealliğinde okuru ile paylaşmak istediği anlamlandırmaya katacağımız yorum olabilir. 47 yaşındayken hayatını kaybediyor.
kendi dünyasının pek tabii kendine özgü bir dili de var; terliklerini giyemeyen bir kahramandan, korkunç surette zevkli bir hastalık milletvekili hastalığına-bir tedavisi de var o da coch, akıl korkusu dediğin nedir ki tıngırın varsa.. yani tam böyle bir paşa gönül dili. ben yazdım ve oldu diyor yazar. okuyun, vallahi okuyun sait faik i dileyen hobi olarak yine izler tiktok u