maslak üç yol cami hocası ihsan topçu’nun fotoğrafa çevirdiğim bu kareye yaptığı güzel yorum ile başladım, aylar önce paylaştığım fotoğrafa kendisi de yeni tesadüf etmiş
hayat devam ediyor
kederli adam
başarıyor
yürümeyi
fotoğraf çekmek ve yüzmek için istanbul’a yakın yola koyulmaya değer onlarca lokasyondan biri kerpe.
pazar günü eminim daha kalabalıktır. önce yüzdük akşamüstü de biraz fotoğraf çektik. evden öğlene doğru çıkmamıza yüzmeye çok vakit ayırmamıza akşam yemeği için de kalmamıza rağmen günübirlik bu gezi bize yetti
ve kısmet olursa yaz bitmeden bir kere daha gitmeye karar verdik.
çok tatliş bi yer
hayat dolu gençlerimiz 12 metreden suya atlıyor keçi gibi tırmanıyor kayaları maşallah
aşıkların fotoğraf çektirmesi için de uygun, taşların üstünde durmak şekspir etkisi yapıyor
böyle aklı selim de mümkün, aferin (fotoğraf insanla anlamlı elinde makine gördüklerinize höt zöt yapmayın ltf)
özlemişsinizdir beni
saçlarım uzadı ama kestiririm yakında
etkinliklerinden cemil batur gökçeer ile -örümcek: fotoğrafta üslup, atölyesine katıldım. pera müzesinde 1 mart’a kadar görülebilecek bir sergi var, Bir Yol Öyküsü: Fotoğrafın Ardında 180 Yıl
sergi 1839’da fotoğrafın bulunuşunun ilanı ve ilk fotoğraf gezisinin gerçekleşmesinin 180. yılında aynı rotayı günümüz teknikleriyle Türk fotoğraf sanatçılarının yorum ve bakış açılarıyla görmeyi öneriyor.
atölyede biz de sergiyi gezdik, sonra üzerinde konuşmak istediğimiz çalışma için grubu kendimiz gezdirdik. ardından gökçeer’in yanımızda getirmemizi istediği çektiğimiz gezi fotoğraflarından kendi karma sergimizi oluşturmayı denedik. burada anlamaya çalıştığımız temanın içinde oluşan gruplarında hangi unsurları ya da duyguyu temel aldığımızdı. ve belki başka bir kaç şey daha
bu atölye bana, çektiğim bazı fotoğrafların ilk bakışta aralarında bir bağ yokmuş gibi görünmesine rağmen neden bir serinin parçasıymış hissi veriğini bir kere daha sormama vesile oldu. bir takım eksiklerim mevcut tabii her şey hissetmekten ibaret değil.
pera müzesi cuma günleri 18.00-22.00 saatleri arası ücretsiz ziyaret edilebilir.
aşağıdakiler bir seri değil. ortak noktaları şu: bazen kendimi birbirlerinden ayrı olarak, farklı zamanlarda, bir vesile ile ya da tamamen kendi kendisini hatırlatmayı becerdiği için bu kareleri düşünürken buluyorum ve henüz görmediğiniz birkaç tanesini daha.
marmara üni. güzel sanatlar fakültesi dekanı prof emre ikizler ile Loba 2019 finalistlerinin fotoğraflarının incelendiği sohbetin sonunda, emre ikizler’in kendi tabiri ile çektiği en sıcak fotoğraf, moğolistan karesi, leica’nın cillop gibi baskısı üzerinde, imzalı haliyle benim oldu. çok şanslı bir insan değil miyim?
pavli panayırı:
15 eylül’de kırklareli’ne gittik. pavli panayırı sultan 2.abdulhamid döneminden itibaren 110 yıldır gerçekleşen ve 4 gün süren bir sonbahar panayırı. eğlence ve çiftçiden alışveriş imkanı sunuyor; son dönemde sadece trakya halkına değil tüm türkiye’ ye hitap ediyor. çünkü fotoğraf değeri var. yalnız hijyen sorununu çözmeleri lazım. normalde de dışarıda dolandıktan sonra ayakkabılarımızla eve girmemeliyiz ama dönüşte tüberküloz, difteri, dizanteri, hepatit a, b, c ihtimallerine karşı elimizden gelen ayakkabıları çamaşır suyu ile silmek olabilir.
kelle paça, çevirme ve alkol panayırın olmazsa olmazı. biz fotoğraf için alternatif alanları da gezdik. panayırın arka planını gördük. bu yüzden hijyen başlı başına bir sorun olarak karşımıza çıkmış olabilir. ama tartışmaya açık olmayan, giden herkesin fark edeceği sorun, tek sorun çöp. her yer çöp. öyle böyle değil. belki son gün gitmiş olmamızın da etkisi vardır. ama yok. yine de kabul edilemez. belediyenin radikal kararlar alması şart. yoksa kıymetinden sual olunmaz.