resmi twitter sayfam bazen de instagram

 

+menu-

header image

geçen perşembe

planladığım gibi olmadı. normalde bilen bilir elimde cetvelle yaşıyorum. daha ne kadar disiplinli bir hayat sürebiliriz foto galeri. ama perşembe günü boşluğun içerisine düştüm. kızımı okuldan aldım eve getirdim sadece. saat dört, dedim bu saatten sonra da verimli bir şeyler olur neden olmasın. kızım zaten bana temellerde ihtiyaç duyacağı yaşı geride bıraktı. hoş bu en tehlikelisi. çünkü hala bakım almakta (bebek bebektir sonuçta) ve ben tespit edebilmeliyim ihtiyaç hasıl halleri ve öncesini ve de sonrasını. yaşanmıyor mu anlattırdığımda (abrakadabra) “bu şimdi geçen hafta oldu öyle mi?” şaşkınlığı, nasıl çakamamışım? normalde evin içinde anneden bir siyah firkete toka bile saklayamamalı evlat. ama işte..

istanbul büyüsünü yitireli çok oldu. pandemiden sonra şehir ilk büyük göçünü de verdi. artık burada yaşayanlara acıyan gözlerle bakılıyor; sosyal imkanları, sanat hayatı, tarihi, fotoğraf değeri sizin bizlerden bizim de sizlerden sakladığımız onlarca nedene rağmen ruhsal konforunu kaybetti istanbul, fiziksel konforunu ondan da önce kaybetmişti, bir gümleme söz konusu yani.

saat dörtten sonrada bir şeyler pek tabii olur istanbul’da ama istanbulluya olan olmuş aşaması bahsettiğim. modern insanın bir girmede markette yaptığı tercihler bir kızılderilinin ömrü hayatında yaptığı tercih sayısını gücendirir klişesini bilirsiniz işte hikayeymiş o, bugün anlıyoruz. tercih ettiğimizi sandığımız şey çocuklarımıza sunduğumuz akşam balık köftesi mi yersin yoksa bezelye köftesi mi? tercihi. bırak tercih yaptığını sansın tercihi.

neyse ne işte geçen perşembe özgür bir irade olduğu yanılsaması içindeki acınası bir istanbullu saat 16’dan sonra ne yapmayı seçebilirdi? ben bir arter’e gideyim dedim. kütüphanede sanatçı kitabı bakarım, sergide takılırım bir şeyler yerim hem içerinin de dışarının da fotoğraf değeri var. gittim ve oldu da. şehir tüm serbest radikallerimize gözünü dikmişken gerçekten bir inanç var içimde bugün ilk defa sahici anlamda bir şeyi seçme şansımız olabilir o kızılderilileri kafaya takan aforizmalardaki kadar bol keseden değil tek bir şeyi seçebiliriz belki, kafamızı nereye doğru çevireceğimizi.

This entry was posted in Genel and tagged , . Bookmark the permalink.

 

Comments are closed.