geçen pazar
günübirlik bir iş için bergama’daydık. izmir otobanını kullanınca bergama, istanbul’a yakın ege’de ulaşabileceğiniz en güzel noktalardan biri. oradan ayvalık 30 dakika.
içeri girdiğimde ilk kızıl avlu’yu gördüm. 100m öncesinde akropol tabelası vardı bu durum insanı bergama’nın potansiyeline hazırlıyor sanırsın ama ilerleyince ortadan ikiye kırılmış bir avlu çok güçlü bir karşılama oldu.
genel olarak ören yeri ve müze gibi mekanlar, tarihi eserler ve dolaylı olarak da bir takım sanat eserleri diyeyim, vücudumun daha yüksek bir dalga boyunda titreşmesine neden oluyor. bunun entelektüel olup olmamakla direkt bir bağlantısı yok. bir arzu nesnesi olarak kızıl avlu mesela. bilimsel bir açıklama kesin vardır.
geçen sene seramik kursunda istanbul’un surları- silivrikapı kesiti çalıştım ve bergama’da kızıl avlu’yu gördüğümde aklıma direkt bu iş geldi. şamot tercih ettim, bütününü bakır oksit yaptım, taş aralarına yeşil sır sürdüm ve kara yosunu, kuru dallarla biraz daha gerçekçi hale getirdim. evde görmekten çok hoşlandığım bir parça oldu. aydınlatma olarak hazırlamıştım şimdilik bizans kalıntısı gibi duruyor yerde.