farklar var: bir kere derdi ne? bir dert olmalı ortada. dertsiz olmuyor. bir duruma işaret edebilir şart değil fakat eleştirel de bakabilirsiniz.
derdinizi nasıl ifade edeceksiniz: monochrome mu renkli mi?
analog mu dijital mi?
neye basacaksınız? kumaşa mı, alüminyum folyoya mı, yaprağa mı(mümkün, birkaç hafta önce gittiğimiz bursa foto fest’te gördüm), fotoğraf kağıdına mı, 300 gr resim uygulama kağıdına mı neye? derdinizi hangisi en iyi şekilde anlatır.
disiplinler arası mı? olmalı mı?
manipüle edecek misiniz? lüzumu var mı?
en önemlisi alt metin. kaleme aldığınız alt metin “kadrajda sıkıntı var” denen bir fotoğrafı hayranlık uyandıracak hale çevirebilir.
ha evet tek bir adet fotoğraftan da foto kitap olabilir. yoksa hepimiz üniversite hayatımızı, nişanlandığımızı, evlendiğimizi, çocuk doğurduğumuzu ve miami, prag ve londra’ya gittiğimizi belgeleyen fotoğraflardan fotoğraf albümü oluşturabiliriz.
tabii konuyu bu işin okulunu okumuş ve halihazırda okuyan yetkin kişiler bize çok daha detayları ile anlatabilirler. ben bir amatör olarak; gittiğim kurs, seminer ve atölye çalışmalarından ve okuduklarımdan öğrenebildiğim kadarını aktardım.
bu sabah sizinle “o fil burada mı?” için yazdığım tam orta sayfada ve hatta kapağında da yer alan alt metni paylaşmak istiyorum:
O FİL BURADA MI?
En iyi vakti geçirmek, en sosyal olmak arenasında ciddi bir rekabet söz konusu. Bunun için değişik bir şey yapmak isteyen metropol insanına sanatseverin şahane bir huyu sirayet etti; sanat galerilerini, fuarları ve müzeleri ziyaret etmek. Geçiş doğal yollarla gerçekleşti. Sanat poplaşan kültüre eklemlendi, sanat her şeyleşti ve metropol insanı ile arasındaki mesafe kısaldı. Bir sosyalizasyon ajanı olan sosyal medya da boş durmadı. Yorumlamanın değil göstermenin esas olduğu hayatımızda kültürel varlıklarla öz çekim yapıldığı 16 Ocak tarihi Müzede Selfie Günü ilan edildi. Bu çalışma, metropol insanının sanatla geçirdiği vakite şahitlik ediyor.
edit: yeni baskı güncelleme